Ne zaman gelecek o günler ?
Bugün sıcak hava beni yordu.Saatime bakıyorum mesaimin bitmesine az kalmış.Bilgisayar başında beni serinletecek, içimi ferahlatacak deniz yazılarını okuyorum.Telefonumdaki "Have You Ever Really Loved A Woman" melodisi çalmaya başlıyor. Sevgili Hakan hocamız Trilyede yelken kardeşliğinden oluşan dostlarımızın teknelerinde bizleri yemeğe ve sohbete davet ettiklerini katılıp katılamayacağımı soruyor. Anında evet diyorum büyük mutlulukla.
Denizci, yazar, ressam ve deniz filozofu olan can dostum "Rüzgar Baba" (Haldun Sevel), pozitif enerjimi yazılara dökmemi istiyor. Beni teşvik ediyor. Sen de bizden sonrakilere anlat diyor Halikarnas balıkçısının ona söylediği gibi. Malzemelerim hazır; Trilye, deniz, yelken ve denizci dostlarım.Tabağımdaki bu malzemeleri ellerimle hazırlayıp sizlere sunuyorum,hadi hayırlısı.
Arkadaşlarımla buluşup Trilye'ye yola çıkıyoruz. Hafta sonu ve iş çıkışı şehir içi tıklım tıklım. Bu saatte yoğunluk bezdiriyor hepimizi. Neyse ki çıkabildik şehir gürültüsünden neden sonra. Mudanya’da marketten ateş suyumuzu da alıp devam ediyoruz yolumuza. Deniz kenarında arabalar sıralanmış. Hepsi günün yorgunluğunu denize atıyor. Belli ki bir başka dünyaya gelmişler... Herkesin hal ve tavırlarından bu belli. Aramızda muhabbet edip ilerliyor aynı zamanda doğanın renk çümbüşünü seyrediyoruz. Solumuz zeytin ve yeşillik, sağımız sonsuz bir mavilik. Güneş yeni batmaya başladı. Batışı izliyorum deniz kızı edasıyla. Allahım sana sonsuz şükür ve teşekkür ediyorum. Bizleri bu güzelliklerden mahrum bırakmadığın için. O sarı çiçekleri toplayıp dostlarımıza götürmeyi düşünüyorum.Hakan hocamız karşı çıkıyor, yolların virajlı olduğunu tehlikeli olabileceğini söylüyor. Beni susturuyor.
Neredeyse geldik Trilye'ye,1963 değişen yeni adıyla Zeytinbağı'na…
Zeytinbağı adı beldedeki zeytincilik uğraşından geliyor. Son yıllarda yöre turistik önem kazandığından halkı topladıkları zeytini, ürettikleri zeytinyağını evlerinin,dükkanlarının önlerinde o güleç yüzleriyle satıyorlar. Kurtuluş Savaşı'nın başlarına kadar üzüm yetiştirip saraplarını da kendileri üretiyorlarmış.Bugün üzüm yetiştirmiyorlar ama başka yöreden gelen üzümlerle şarap üretimleri devam ediyor.Köy içinde şarap üreten bir firmada var. Barbun balığının anavatanıymış geçmişte Trilye. Doğu Roma İmparatorlarına buradan barbun balığı gittiği rivayetler arasında.Trilye’de önceden ipek böceği de yetiştirilirmiş.Zeytin ağaçlarının ilaçlanması nedeniyle ipek böceği tarihe kavuşmuş.Trilye adının kaynağı Tri (üç) ilya (papaz) dan geldiği söyleniyor. Hristiyanlığın ilk konsili toplantısında muhalif üç din adamı; Aya Yani, Aya Yorgi ve Aya Sotiri aforoz edilince müritleriyle birlikte buraya gelip yerleşirler.
Trilye ,Bizans, Rum ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşıdığı için 1980 den bu yana birinci derecede sit alanıdır. Mevcut yedi kiliseden üçü halen ayaktadır.Camiye çevrilip Fatih Cami adını alan Büyük Kilise, günümüzde ev olarak kullanılan ve Dündar evi olarak bilinen Yuannes Kilisesi, dünyada duvarlarına resim yapılan ilk kilise olduğu söylenen Resimli Kilise varlıklarını sürdürebilmişler .Trilyede üç manastırdan sadece Aya Yani kısmen ayakta kalabilmiş.
Trilyenin dar sokaklarında ilerlerken eski ahşap cumbalı, kagir evleri insanlarıyla beraber bizleri selamlıyor.Sizlere de selam olsun.
Güleryüzlü, konuksever arkadaşlarımız Sans Frontieres adını verdikleri teknelerinin önünde bizleri kaygısızca karşılıyorlar.!!!
Kokpitte yerlerimizi alıyoruz. Bu nasıl bir huzur ve keyif. Deniz uykuya dalmış. Hava bizlerin konuşmalarını merakla bekliyor gibi etrafta çıt yok. İşte yaşamak istediğim dünya.
Dostlarımız eğitim seyrinden yeni dönmüşler.Trilye’de yelken eğitimi veriyorlar.Herkesin yelken yapabileceğini,farklı seviyelerde yelkencilik ve yatçılık eğitimleri almak için uzaklara kaçmalarına artık gerek olmadığını bu hizmeti tıpkı doktor iyileşecek hastanın ayağına gelir misali, yelken eğitimini sevenlerin ayağına getirerek yapmışlar.Kendileriyle ikinci buluşmam.Günümüz hastalığı facebook sayesinde yelken ve deniz buluşturdu bizi.Çok da iyi yapmış.Güleç yüzlerinin yanında deniz ve yelken konusunda tam donanımlılar.Onlar biraz mütevazice, işlerini hiçbir şeyden ödün vermeden kurallar doğrultusunda yapıyor Eren ve Nail Hocalar.(YELKEN ANTRÖNERLERİ) Nail üst düzey yöneticilikten istifa edip geliyor denize teknesiyle çok mutlu çok huzurlu.Haftada bir gün kalabalık görmek için bursaya geliyormuş.Eren firmasının başında.Yorucu günün ardında o’da soluğu teknede alıyor.Öğrencilerine kendileride dahil olmak üzere 4 eğitimci hizmet veriyor.Başlangıç seviyesi eğitimi 16 saat. Ciddi istikrarlı bir programları var. Sevgi insanı onlar…. Sloganları eğitim, sevgi, yardımlaşma, paylaşma ve kardeşlik. Ne mutlu bana ve arkadaşlarıma o kocaman güzel gönüllerle deniz üstü sohbet halindeyiz.
Ticaret bir tarafa, bu hümanist misyonu yaymaya çalışan ender dostlarımızdan her ikisi tutkularını yaşam biçimine çevirebilmiş şanşlı insanlardan. Darısı benim de başıma…
Bursa yelken camiası olarak ortak düşünceleri (yelken ve deniz) misyonunu, vizyonunu el ele çözebilirlerse amaçları doğru noktada buluşacak.deniz ve yelken sevdalıları ile hep birlikte çoğalacaklar. Evet, Eren bey dediğiniz gibi insanlar sayenizde, denize sırtını dönüp mangal keyfinden vazgeçebilecekler buna inanıyorum. Sözde rejimdeyim, yine yedim içtim. Anlamadım nasıl oldu ama heryerde tatlı dil, güleryüz, sevgi ve kardeşlik oldukça ben daha çok seneler bozarım rejimimi. 3 tarafı denizlerle çevrili yurdumuzda karasal toplumdan ,deniz toplumuna geçişleriş de böyle güzel insanlar tarafından keşfedildi.. Bizler, sizler ve ben ne zaman o keşfe çıkacağız, o günler ne zaman gelecek ? Söyle be Rüzgar Baba, ne zaman gelecek o günler..?
Sema Güzalay
Yazarın diğer yazıları:
Kızım
Anıları toplamak
Acı hava
Su damlasıyım ben
Ah denizim
Ben denizim
Yaşamın ressamı
Zerre kadar su damlasıyım
Gönlüme söz dinletemem ben
Susmak lazım
Bir denizciye aşık olsam
Bir tekneyim ben
Sonsuz bir denizsin sen Balıkçım
Gönlüme bahar geldi
Denize gitmek
Bir denizkızı misali
Rengin maviydi senin
Martı, Çikolta, Kitap
Sen denizsin
Denizci'nin ilham perisi denizdir
Suyun sırrı
Bir kadının olanca mavileri
Deniz feneri
Kadın denilen kayıp kıta
Ahtapot ile Akrep
Varnalı'nın kızıyım ben
Avcı avına aşık olur mu ?
Sevgi Marinası
Deniz Yıldızı
Ne zaman gelecek o günler ?
Maymun tuzağındaki insan
Sonsuza Dek Mutlu
Rüyalarımın Teknesi
Son eklenenler
